20 Nisan 2008 Pazar

Şu Çılgın Türkler

http://ayakar.googlepages.com/turkler.jpg/turkler-full.jpg

Halide Edip, "Hanımefendiler!" dedi,sesinde hafif bir heyecan titriyordu.Çok tutumlu olduklarını duyduğu Ankaralı hanımları yardıma çağıracaktı.
"Tarih Türkü ateşle imtihan ediyor. Bu imtihandan,yanlız erkeklerimizn cesareti ile başa çıkamayız.Artık biz kadınlar da bu ateşe yüzümüzü çevirmek, ellerimizi uzatmak zorundayız.Ordumuzun hepimize ihtiyacıvar..."

Kadınların büyük bir dikkatle dinlediğini fark edince, heyecanı azaldı, daha sakin bir sesle devam etti :

"...Bir hafta önce Eskişehir'deydim. Gördüklerimden birini sizlere de anlatmak istiorum. Uçakların gövdesi ve kanatları,özel bir keten kumaşla kaplanırmış. Bulunamadığı için bizimkiler, kaput beyizle kaplıyorlar. ÖZel yapıştırısı olmadığı için, kaput bezini uçakların gövdelerine, kanatlarına nal mıhı ya da zamakla tutturuyorlar. Bezin gerginliği ve kayganlığı enayit denilen özel bir sıvı ile sağlanırmış. Getirtemedikleri için beze, kaynatılmış patates kabuğu ve paça suyuna tutkal, kola karıştırarak yaptıkları bir pelteyi sürüyorlar. Sonrada gözlerini kurpmadan bu uçaklara binip uçuyorlar.

Kardeşlerim!
Sizleri, milletin şerefini ve namusunu canından aziz bilen bu genç ve yoksul orduya yardıma çağırıyorum!"
Kısa bir sesilikten sonra, kadınlar ağır ağır ayağa kalkmaya başladılar ve hiç konuşmadan ilerlediler, masanın önünde sıraya girdiler. Masanın üstü parayla dolmaya başladı. Yanında para olmayanlar, yüzüklerini, bileziklerini bırakıyordu. Gözleri görmeyen beyaz başörtülü yaşlı bir kadın çevresinden yardım istedi:
"Bana ne olur Halide Hanım'ı bulun!"
Halide Edip bu yakaran sesi duymuştu, yaklaştı, "Benim, burdayım!" dedi.Kadın eliyle okşayarak, Halide Edip'in yüzünü içine sindirdi:
"Çamaşırcılık yaparak geçiniyorum, kızım. Bunu zor günüm için saklamıştım. Ama sözlerinden anladım ki ordumuz benden daha zordaymış."
Göğsüne bastırdığı sol elini açtı, uzattı, yüzü gururla aydınlandı:
"Al bunu."
Derisi çatlamış avucunda bir lira vardı.
Halide Edip, gözlerinden yaş fışkırarak kadına sarıldı, "Ah anam..." dedi içi titreyerek.
"..bir kere daha iman ettim. Kurtulacağız!"

SON

Şu Çılgın Türkler 50 ve 51.sayfa
Şu Çılgın Dedelerimiz ve Nenelerimiz
hepiniz Ellerinden öpeyim .
böyle bi şaheser içinde Turgut Özakman'a
bu kitapı çok önce bitirmiştim ama bu sayfayı buraya yazmak istedim

Hiç yorum yok: